"KAYIPLAR BULUNSUN FAİLLER YARGILANSIN" 555. HAFTA
Değerli kayıp aileleri, insan hakları savunucuları, STK temsilcileri ve basın emekçileri;
‘’Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın’’ şiarı ile 555 haftadır alanlarda sizlerle birlikteyiz. 90’lı yıllardaki çatışmalı süreçte kaybedilen binlerce insanımızın ve bugün hala kaybedilmeye devam edilen kayıplarımızın akıbetini soruyoruz. Kaybedilme olaylarının açığa çıkartılarak faillerinin yargılanmasını ısrarla talep ediyoruz.
Bu hafta 5 Ocak 2020 tarihinden itibaren kendisinden bir daha haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan DOKU‘nun akıbetini sormak için toplandık.
Gülistan DOKU; 5 Ocak 2020 tarihinde Dersim’de kaybolan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Gülistan’ın ailesi, arkadaşları ve İnsan Hakları Savunucuları Gülistan’ın akıbetini sormak için çeşitli eylemler yaptı, ilgili mercilere defalarca başvuruda bulundu. Buna rağmen hem adli hem de idari mekanizmalardan, Gülistan’ın akıbeti ile ilgili hiçbir cevap alamadı. Şüpheliler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmedi. Gülistan’ın kaybolması olayındaki baş şüpheli Zaynal Abakarov’un ifadesi bile ancak tepkiler üzerine kaybolma olayından günler sonra alındı.
Henüz soruşturma tamamlanmadan ve evde kriminal inceleme yapılmadan 7 Mart 2020 tarihinde baş şüpheli Zaynal Abakarov’un üvey babası eski polis Engin Yücel’in evlerini taşımasına engel olurken süpürge makinesinin kırılmasına neden olduğu gerekçesiyle abla Aygül Doku hakkında“mala zarar verme” iddiasıyla dava açıldı.
“Bu Adaletsizlik ve Hukuksuzluk Canımızı Daha Fazla Yaralıyor”
Gülistan Doku'nun ablası Aygül Doku’nun geçen sene bir gazeteye verdiği röportaj ise şu şekilde;
“Gülistan'ın kaybolduğu haberini aldığımızda kentteydik arama çalışmalarına katılıyorduk. 7 Mart'ta Engin Yücel evini taşıttı. Biz de bu kişinin evi taşınmasın, bu evde ve arabasında kriminal inceleme yapılmadı belki kızımızla ilgili bir delil vardır dediğimiz için beş duruşmadır yargılanıyorum. O mahkeme salonunda hakimin karşısında olup hesap vermesi gereken Zaynal Abarakov ve Gülistan'a bu karanlığı yaşatanlar olması gerekirken maalesef yargılanan biz oluyoruz.
Gülistan olmayışının acısı bir taraftayken bu adaletsizlik ve hukuksuz bizim canımızı daha da fazla yaralıyor. Düşünün 700 gündür kardeşinizi bulamıyorsunuz sizin tek suçunuz kızınızı aramak olmamalı. Siz kızınız nerede dediğiniz için eğer bugün yargılanıyorsanız ve eğer savcının ve kolluk kuvvetlerinin bir evde inceleme yapması için siz o evin taşınmasına engel olduğunuz için yargılanıyorsanız burada adalet bakanına şunu sormak gerekiyor; adalet sizde böyle mi işliyor? Biz aile olarak çok öfkeliyiz çünkü şüpheliler o mahkeme salonunda olması gerekirken o mahkemelerde mağdur aile olarak biz yer alıyoruz.”
“GÜLİSTAN DOKU BİR SEMBOL”
“Şüpheliler ilk günden beri hiçbir şekilde şüpheli sıfatı görmediler, bunlara ilişkin işlem yapılmadı. Şahıs eğer emniyet mensubu olmasaydı prosedür aynı bu şekilde mi olacaktı? Mahkemenin de tarafsız olduğunu düşünmüyoruz ve bu mahkemeden de çok adil bir sonuç çıkacağına inanmıyoruz. Ama şunun bilinmesi gerekiyor; Gülistan Doku bir sembol ve Gülistan Doku’nun olayı çözülmediği sürece bu ülkede kadınlar katledilmeye devam edecek. Bizler Dersim Kadın Platformu olarak bütün kamuoyunu ve kadınları Aygül Doku’nun davasına ve Gülistan Doku’ya sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
Yaşadığımız teknoloji çağında her köşe başı mobese kameraları ile izlenirken, taşıdığımız telefonların yaydığı sinyallerden konum tespiti rahatlıkla yapılabilirken bir insanın kaybolup kendisinden bir daha haber alınamaması kabul edilir bir durum değildir. Aradan geçen 1050 güne rağmen bu olayın hala aydınlatılamamış olması sorumlular açısından büyük bir utanç kaynağı ve ağır bir insan hakları ihlalidir. Her koşulda vatandaşının yaşam hakkını korumak bir devletin en önemli görevi ve en temel sorumluluğudur.
Biz İnsan Hakları Savunucuları olarak, her zaman olduğu gibi bu hafta da çağrımızı yineliyoruz; tüm kayıpları, faili meçhul cinayetlerle katledilenleri anarak; İnsan hakları savunucularının adalet ve hakikat arayışının asla bitmeyeceğinin de altını çiziyoruz. Bizler kaybedilen insanların akıbetlerinin araştırılmasını, faillerinin bulunup yargılanmasını ülke tarihinin karanlık sayfalarına ışık tutulmasını ve bu kara lekenin bir an önce temizlenmesi için gerekli adımların atılmasını istiyoruz. Ağır yaşam hakkı ihlallerine sırt çevirmeden sorumluluklarımızın bilinciyle mücadele etmeye devam edeceğiz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BATMAN ŞUBESİ