"KAYIPLAR BULUNSUN FAİLLER YARGILANSIN" 560. HAFTA
İnsan hakları savunucuları ve kayıp aileleri olarak her Cumartesi düzenlediğimiz “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” barışçıl anma eylemimizin bu haftasında kayıplarımızın faillerinin bulunması ve yargılanması için yine bu alanda bir aradayız.
12 Eylül 1980 askeri darbesi, işkence hanelerde kaybolan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan insanlarla gündeme geldi. Devlet; kendisi gibi düşünmeyen tüm muhalif kesimlere karşı yok etmeye yönelik saldırılarını hep devam ettirdi.
Gözaltında kaybetme politikası, yaşadığımız topraklarda da son hızıyla devam etti. 1990’lara gelindiğinde ise kayıplar zinciri her gün biraz daha büyüdü. İnsanları gözaltında kaybetme politikasını sistematik hale getirdi.
Bizler; insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak İnsanlarımızın kaybedilmesine tanıklık etmiş sivil, asker tüm yetkililere sesleniyoruz!
Susmayın, vicdanlarınızla yüzleşin,
Tanıklığınız; bu topraklarda kaybedilen “insanlığa karşı suç” işleyen sorumluların ortaya çıkarılmasının ve yargılanmalarının önünü açacaktır.
Bu hafta 23 Aralık 1980 tarihinde Kars ili merkezinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Mahmut Kaya’nın akıbetini sormak için toplandık.
Mahmut Kaya, Maraş Katliamının 2. yıldönümünde üzerinde “Maraş Katliamının Hesabı Sorulacaktır” yazılı pankartı Kars ili merkezinde astığı sırada gözaltına alındı. 23 Aralık 1980 gecesi gözaltına alınan Kaya, Sıkıyönetim Komutanlığınca Siyasi Şube Müdürlüğüne tahsis edilen sorgu birimine götürüldü. 10 gün boyunca sorgulandı ve ağır işkencelerden geçirilerek katledildi. Gözaltına alındığına dair tüm kayıtlar ortadan kaldırıldı.
Yaşlı babası Emniyet Müdürlüğü’ne ve Sıkıyönetim Komutanlığı’na başvurdu. Vali ile görüştü. Ancak girişimlerde bulunduğu tüm yetkili mercilerden aldığı yanıt "Mahmut Kaya adlı şahıs gözaltına alınmamıştır” şeklinde oldu.
Bütün kayıtlar yok edildi ancak Mahmut’un katledilmesine tanık olanlar, çıkarıldıkları mahkemede yaşananları anlattılar ve suç duyurusunda bulundular. Ama Mahmut’un gözaltına alındığı hep inkar edildi.
Mahmut Kaya ile aynı hücrede tutulan, birlikte işkence görenlerden Hüseyin Makal isimli yurttaş, konu ile ilgili kurulan meclis araştırma komisyonundaki tanıklığında şunları belirtti: “Gözaltında Mahmut'la karşılaştım. Yerde yatıyor ve bir şeyler mırıldanıyordu. Polisler her kımıldadığında, yanına yaklaşıp onu tekmelediler. Ayaklarının altı paramparçaydı. Yüzü ise tanınmayacak haldeydi. 2 Ocak'ta beni salondaki masaya zincirle bağladılar. Mahmut'u da yanıma yatırdılar. Gece yarısı Mahmut'un nefes alışı ağırlaştı. Polisler bizi onun yanından uzaklaştırdılar. Mahmut biraz sonra öldü. Polisler dışarıda nöbet tutan bekçiyi çağırdılar. Bekçi biraz sonra elinde beyaz bir çuvalla dışarı çıktı."
Yine tanıklardan Davut Aksu ise ifadesinde şunları belirtti: “Mahmut’a uzun süre yoğun işkence yapıldı. Belden aşağısı simsiyah olmuştu. Derileri çekildiğinde kopuyordu, yaraları kangrene dönmüştü. Saat üç sıralarıydı. “Bitlis’te beş minare” diye bir türkü mırıldandı. Ağzından su geldi ve yanımda öldü. Nabzını kontrol ettim, atmıyordu. Bizi içerideki başka bir odaya aldılar”
Zekiye Şen isimli tanık ise; “Bana Mahmut’un parçalanmış kanlı giysilerini yaktırdılar” şeklinde ifade verdi.
Bugün gözaltına alındıktan sonra insanlık dışı işkencelerle katledilen Mahmut Kaya ile gözaltında kaybedilen kayıpların faillerinin derhal açığa çıkartılmasını talep ediyoruz. İnsanlığa karşı işlenmiş olan suçların karşısında susmak, hukukun gereğini yapmamak suçtur. İşlenen bu suçlara yönelik gereğinin yerine getirilmesi için Savcıları göreve çağırıyor, yasal düzenlemeler yapılmasını ısrarla talep ediyoruz.
Kayıplarımızın akıbetini sorgularken, onlara dair bir izi bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Hakikatten ve haklılığımızdan aldığımız meşruiyetle susmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BATMAN ŞUBESİ